Ne Dinliyoruz

SON DAKİKA HABERLERİ

11 Temmuz 2008 Cuma

DİNİ KONULAR







İLİMSİZ AMEL EDENİN SONU

Bersisa isminde bir zat,ıssız bir yere kapanmış,gece-gündüz Allah'a(c.c) ibadet ediyor ve hiçbir kötülükte bulunmuyordu.Bu adama Şeytan musallat olmaya başladı.Şeytan ne yapıp ne edip bu adamı ibadetten ve duadan uzaklaştırmak istiyordu.Çünkü bu adamın yapmış olduğu dualarla binlerce günah sahibinin günahını Allah siliyordu.Şeytan aleyhilla'ne adamı kandırmak için türlü hilelere başvurdu.Fakat bir türlü kandıramadı.En sonunda şeytan işin kolayını bulmuştu.Çünkü Bersisa,çok ibadet ediiyor,mütteki,züht ve takva sahibi bir zattı ama,alim değildi.Yani dini ilimleri pek bilmezdi.Ondan dolayı onu kandırmak kolay olacaktı.

Şeytan planını şöyle tatbik etti:

Sırtında cübbesi,elinde değneği başında sarığı,elinde tesbihi olduğu halde bembeyaz sakalıyla Şeytan,Bersisanın kapısını çaldı.Bersisa kapıyı açtıktan sonra,kim olup nereden geldiğini ve niçin geldiğini sordu.

Şeytan ona şu cevabı verdi:

-Ben dünya nimetlerinden uzak,ömrünü Allah'a ibadetle geçirmek isteyen bir kimseyim.Bir Allah dostu bulup kendime arkadaş edinmek için çok yer dolaştım,Memleketine yaklaştığımda,sizin isminizi duydum.Sizin de bütün gayeniz Allah'ın rızasını kazanmak olduğuna göre,beni de kabul buyur da beraber ibadete devam edelim,dedi.

Şeyh Bersisa,onun şeytan olduğunu ve kendisinin ayağını kaydırmak için geldiğini nereden bilecekti.Arkadaşlığı kabul etti.

Beraber ibadete başladılar.Aradan zaman geçiyor,Bersisa ibadet ediyor,yiyiyor içiyor ve diğer insanlar gibi yaşıyor,lakin Şeytan Allah'a ibadet eder gözüküyor,yemiyor-içmiyor,yatıp uyumuyor ve bütün zamanını ibadetle(!)geçiriyordu.

Bersisa,yeni dostuna hayran kalmıştı.Aradan çok zaman geçmeden dayanamayarak:

-Ey Allah'ın salih kulu,sen bu mertebeye nasıl yetiştin.Ben senelerden beri ibadet ederim.,yiyip içmekten kurtulamadım.Sense bütün zamanını ibadete ayırabiliyorsun.Ne olur bunun sırrını bana da öğret de ben de senin gibi olayım,dedi.

Şeytanın istediği oluyordu.Sinsice konuştu

-Bunun kolayı var! Evvela büyük bir günah işleyeceksin, sonra da ona tövbe edeceksin.Büyük günah işlemiş olduğundan Allah'tan daha fazla korkmaya başlayacak ve böylece benim gibi,sen de her türlü insani hasletlerden kurtulmuş olacaksın,dedi.

Bersisa,ne gibi bir günah işlemesi lazım geldiğini sordu.Şeytan artık bayram ediyordu.Çünkü avını kandırmıştı.

-Zina edebilirsin,dedi.Şeyh:"Yapamam",dedi.Bu sefer şeytan:"Adam öldür!" dedi.Bersisa yine"Onu da yapamam" dedi.

Şeytan:"İçki içersin"dedi...Bersisa,düşündü taşındı.onu biraz hafif görmüştü:

-Onu yapabilirim dedi.Bunu duyan Şeytan sevincinden çıldırıyordu.

Bersisa,doğru meyhaneye gidip bir miktar içki istedi.İçkiyi veren kadındı.İçtikçe içti ve sonunda sarhoş olup kadına zina etmeyi düşünmeye başladı.Şeytanda bersisanın kalbindeki vesveseyi çoğaltıyordu..

Bersisa,tamamen sarhoş olduktan sonra meyhaneci kadınla zina etti.Bu onun için çok kötü bir şeydi...Duyulursa ne derlerdi.En iyisi o kadını öldürüp gömmekti...Ve öyle yaptı.Kadını öldürüp meyhanenin arkasında bir yere gömdü.Fakat hadise duyulmakta ve yayılmakta gecikmedi.Bersisa'yı yakalayıp mahkemeye çıkardılar,Katil olduğu için idam edilerek öldürülmesine karar verildi.

Bersisa idam sehpasına çıkmış,artık ip boğazına geçirildikten sonra onu kurtaracak hiç kimse yoktu.Şeytan karşıda göründü.

-Bu hal nedir ey dostum,dedi.

Bersisa cahilliğinden hala karşısındaki adamınn Şeytan olduğunu anlayamamıştı:

-Görüyorsun ey Allah'ın sevgili kulu beni kurtar,diye Şeytana yalvarmaya başladı.Şeytan:"Bir şartla seni kurtarırım.O da bana secde edeceksin"dedi. Bersisa :

-Görüyorsun ip boğazıma geçirilmiş nasıl secde edebilirim,deyince de:

-İşaretle secde edebilirsin,dedi.

Bersisa başıyla işaret ederek secde etti ve imansız olarak öldü.ALLAH KORUSUN.

İlimsiz amel insanı nerelere götürebiliyor. Her türlü kötülüğün anası olan içkiyi içen insanın yapamayacağı günah elbette yoktur.
















Böyle Bir Dostunuz Oldu mu ?

Böyle Bir Dostunuz Oldu mu ?


Daima düşünceliydi

Susması konuşmasından uzun sürerdi.

Lüzumsuz yere konuşmazdı.

Konuştuğunda ne fazla, ne de eksik söz kullanırdı.

Dünya işleri için kızmazdı.

Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı.

Kötü söz söylemezdi.

Affediciliği tabii idi, intikam almazdı.

Düşmanlarını affetmekle kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi.

Kimseyle çekişmezdi.

Çok konuşmazdı.

Boş şeylerle uğraşmazdı.

Umanı umutsuzluğa düşürmezdi.

Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı.

Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınamaz ve ayıplamazdı.

Kimsenin kusurunu araştırmazdı.

Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.

Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle dinlerdi.

Her zaman ağırbaşlıydı.

Konuşurken çevresindekileri kuşatırdı.

Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berraktı.

Yürürken ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki yanına salınmazdı.

Adımlarını geniş atar, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilirdi.

Vakar ve sükunetle rahatça yürürdü.

Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi.

Dostlarına şöyle derdi: Dünyada garip bir kimse, yahut bir yolcu gibi ol.

Her zaman hüzünlü, fakat mütebessim bir haletle dururdu.

Âdet üzere sarf edilen hiçbir kötü sözü ağzına almamıştı.

Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı.

Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt edilmezdi.

Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı.

Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmezdi.

Bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı.

Sabahları evinden çıkarken şöyle derdi: İlahi, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım.

Sıradan değildi. Ama sıradan insanlar gibi yaşardı.

O, Hz. Peygamberdi (aleyhissalâtu vesselâm).







Düşünceli gördüm sizi…

Biraz düşünceli gördüm sizi Hayırdır, neler geçiriyorsunuz aklınızdan öyle? Hangi âlemler de geziniyorsunuz sessizce? Bakıyorum da düş bahçelerinde koşuyorsunuz. Aman dikkat edin ayağınız bir taşa takılıp ta düş- meyiverin “düş” bahçelerinde Düşleriniz bir gün kırılmasın. Kırılırsa parçaları batar yüreğinize Üzülürsünüz sonra.
Düşte görürsün belki düşlediklerini Sonra rüyamda gördüm der, sevdiklerinle paylaşırsın rüyanı. Rüyaya takılır da kurtulamazsan; hayal âlemlerinde yaşarsın. Doğru mu bu sence?
Sanki yine düşünceli gördüm sizi Ben kimim ki? Ben bir hiçim bu dünyada diyorsunuz belki de. Dur bir kendine gel hele.Düşün!.. Bir zamanlar yoktun şu âlem sarayında. Yoktun sen Sıfırdın Fakat Bir Yaratıcı sana kıymet verdi. Değer verdi ki seni böyle güzel yarattı, dünyayı da sana bir han yaptı
Yoktan var edildin. Elbet ALLAH ü Teala’ya zor gelmez bir iş bu. Yaratıcı, seni sıfırdan en güzel seviyeye çıkardı. Sana güzel kabiliyetler, nimetler verdi. Dünyayı bir nimetler sofrası yaptı Kim için: Senin için. Fakat bunlara bakıp ta sakın gurura kapılma. Küçülürsün sonra&
Akıl, kalp, ruh ve latifeler ile süslenildin. Kendinin ne kadar mükemmel bir surette yaratıldığını anlayamıyorsan yanlış anlama; ama bir kendine bak bir de masaya& Kusura bakma seni incitmek için değil bu söylediğim. Ne kadar mucizevî bir şekilde yaratılmış olduğunu göstermek için. Masanın yerinde olmak ister miydin?
Yoksa hayallerin gerçeğe dönüşmediği için mi böyle düşüncelere daldın? Belki de o düşlediklerin senin için hayırlı değildir. Ya da henüz zamanı gelmemiştir
Peki nasıl kurdun o hayallerini ?Bir düşün Öyle kuru kuru olmaz..İstemek ,inanmak,çalışmak ile büyüteceksin hayalini.Sonra dua,ümit,azimle ve hayırlısını isteyerek besleyeceksin emellerini Baktın duaların kabul olmuyor mu?Deme ki kabul olmadı, belki daha güzel bir şekilde Cenab-ı Hak tarafından kabul edildi daha güzel bir alemde *&Veya şöyle düşün ; fiili duanı yapmadın yeterince ya da ALLAH ü Teala sana bu dünyada daha hayırlısını verecek
Nefsi bir muhasebe yap Sonra durmak nedir bilme! Bak dünya bile durmuyor, hızla dönüyor Durma! Hayra koş, hayrı iste, ümitle bekle&Ümidi kestiğin an bil ki işlerin de ona göre gidecektir Yaratıcını tanı Bil ki O çok merhametlidir Rahmeti sonsuzdur. ALLAH’ın Rahmetine sığın. Ümidini keserek, Rahmetten kaçma! Rahmeti kaçırma! Hala neler düşünüyorsun öyle? Bu dünyaya niye geldin söyle Hayallere dalmışsın, olmuşsun bir hayalet. Nedir sendeki bu halet Eh artık şu hayali işlerini hallet. Mümin için kırılan hayaller olmalıdır yeni bir gayret*Bundan sonra söyleyeceğin : “ALLAH’ım beni affet” . Öyleyse gayret et,dua et,sabret.
Bitmek bilmeyen düşlerin içinde kaybolmuşsun adeta. Farkında bile değilsin Biri seni dürtse de uyandırsa nasıl olur? Uyan, geldik son durağa Hakikat durağındayız. Gel hakikate erelim
Hamd ibadetlerin küçük bir nüshasıdır*Öyleyse şükret elindeki nimetlere. Dünyanın cazibe dar fitnelerinden uzak dur Âlemin deveranına bak; Rabbini tespih et… Peygamber efendimize selam; Rabbine bol bol dua et.
“Dua eden adam anlar ki, Birisi var, onun hatırat-ı kalbini işitir, her şeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına medet eder.*”Bana dua edin, size cevap vereyim.(1 )diyor Cenab-ı hakk.
” Ey insan! Madem hakikat böyledir. Gururu ve enâniyeti bırak. Ulûhiyetin dergâhında acz ve zaafını, istimdat lisanıyla; fakr ve hâcâtını, tazarru ve dua lisanıyla ilân et ve abd olduğunu göster. Ve de yüksel*”..’ALLAH bize yeter, O ne güzel vekildir’ (2)
1. Mü’min Sûresi, 40:6
2.Âl-i İmrân Sûresi, 3:173
* Risale-i Nur’dan &






Namaz kılan askerden tokat gibi cevabı !!!



Bir asker,namaz kılan (en zor şartlarda bile terk etmeyen) diğer askere sordu:
Arkadaş kaçıncı asırda yaşıyoruz ? Niçin kendini zahmete sokup her
gün 5defa namaz kılıyorsun.
Namaz kılan asker, tam o sırada uzaktan görünen teğmeni gösterdi:
-Şu insan; niçin yanından geçerken toplanıyor,
selam veriyor ve bütün emirlerine itaat ediyorsun. 'yat'dese yatıyor, 'kalk'dese
kalkıyorsun? O da senin gibi iki ayağı, iki eli ve bir başı olan birinsan
değil mi?'

Diğer asker cevap verdi:
-'Evet! O da benim gibi birinsan ama rütbesi var,omuzun da yıldızı
var'
Namaz kılan askerin cevabı müthişti:

'-Ey arkadaş!Sen omuzun da bir tane yıldızı var diye senin gibi bir insana
itaat ediyorsun da ben, yerdeki kumlar adedince yıldızları olan ve hepsini
tespih tanesi gibi kudret eliyle çeviren birzata niçin itaat etmeyeyim?
Niçin namaz kılıp emrini yerine getirmeyeyim?




Şeytanın vesveseleri

Şeytan'ın En Tatlı Oniki Sözü!..

1 - BİR DEFAYLA BİR ŞEY OLMAZ
2 - DAHA GENCİZ.
3 - ALLAH (C.C) KALP TEMİZLİĞİNE BAKAR. 4 - ALLAH (C.C.) İLE KUL ARASINA GİRİLMEZ.
5 - EMEKLİ OLDUKTAN SONRA.
6 - ZAMAN SİZE DEĞİL SİZ ZAMANA UYUN.
7 - BİR ŞEY OLMAZ Allah(C.C) AFFEDER.
8 - BU KADAR GÜNAHTAN SONRA BİRAZ ZOR AFFEDİLİRSİN.
9 - FAZLA DÜŞÜNME KAFAYI YERSİN.
10 - CEHENDEMDE BİR SÜRE YANDIKTAN SONRA CENNNETE GİRMEYECEKMİYİZ. (Sanki kibrit çöpünün ateşine dayana biliyormuş gibi)
11 - BİZ BÜYÜKLERİMİZDEN BÖYLE GÖRDÜK.
12 - AMAN HA DİKKAT BEYNİNİZİ YIKAMASINLAR.




ŞEYTAN VE DOSTLARI (kıssadan hisse)

Bir gün Şeytan, dünya çapında konvansiyonel bir toplantı için tüm dostlarını
çağırmış.

Açılış konuşmasında demiş ki:
Müslümanların Camilere gitmesini engelleyemiyoruz. Kur'an okumalarını ve gerçekleri öğrenmelerini de engelleyemiyoruz. Allah ve elçisi ile sağlam ilişkiler kurmalarını da engelleyemiyoruz.

Allah ile bir kere bağlantı kurduklarında üzerlerindeki gücümüz kırılıyor. Dostları demiş ki: Gerçekten zor bir durum, peki ne yapalım? Şeytan demiş ki: Bırakın Camilere gitsinler. Fakat zamanlarını çalın, böylece Allah ve elçisi ile bağlantı kuramasınlar..
Sizden isteğim budur. Şeytan devam etmiş: Dikkatlerini dağıtın, böylece gün boyunca Allah ile hayati öneme sahip bağlantıyı kuramasınlar. Dostları şaşırmış: Bunu nasıl başaracağız?

Şeytan:
Hayatın önemsiz ayrıntılarıyla zihinlerini sürekli meşgul et! Müslümanların kulaklarına şunu fısılda: Harca, harca, harca.. Borç al, borç al, borç al..'
Kadınlarını işe girip uzun saatler boyunca çalışmaları için ikna et ! Erkeklerin haftada 6-7 gün, günde 10-12 saat çalışmalarını ve böylece hayatlarında boşluk kalmaması için planlar yap! Çocukları ile zaman geçirmelerini engelle!

Evleri ferahladıkları bir yer olmaktan çıkacaktır! Zihinlerini o kadar meşgul et ki kendi iç seslerini (oto kritik, nefis muhasebesi) dinleyemesinler! Böylece kafaları karışacak, Allah ve elçisi ile zihinsel beraberlikleri kopacaktır. Bravooo, mükemmel fikir, diye alkışlamış dostları.

Durun, daha bitmedi, diye devam etmiş Şeytan:

Kahvehanelerde, doktor muayenehanelerinde, kafe'lerde masaları gazete ve dergilerle doldur! Zihinlerini 24 saat haber bombardımanına tut! Araba kullanma esnasında tefekkür etmelerini, İnternete girenlerinin mailboxlarını, junk maillerle, sipariş katalogları ile, bahislerle, çekilişlerle, promosyon ürünleri ile ve boş umutlarla doldur! Gazete ve TV'leri ince yapılı güzel modellerle doldur ki kocaları dış güzelliğin önemli olduğuna inansınlar ve hanımlarından hoşlanmasınlar! Kadınların, akşamları kocalarıyla ilgilenemeyecek kadar çok yorulmasını sağla! Eğer kadınlar, erkeklerin ihtiyacı olan sevgiyi veremezlerse, erkekler bu sevgiyi başka yerlerde arayacaklardır!

Çocuklarına namazın önemini anlatmalarını engellemek için hikaye kitaplarını tavsiye et!

Doğaya çıkıp Allahın yaratma sıfatını görmelerini engellemek için onları çok meşgul et, eğlence parklarına, fuarlara, spor karşılaşmalarına, oyunlara, konserlere, sinemalara vs götür! Oralarda kavga çıkarıp birbirlerini vurmaları sağla! Bizim işimiz fitne çıkarmaktır, bunu unutma! İslami dostluklar ve sohbetler yerine, taraftar-parti dostluklarını ve dedikoduları teşvik et! İşte plan bu! Futbol, hayatlarının odağı olsun. Futbolcuların isimlerini çocuklarına ezberletmeyi marifet saysınlar! Ancak İslamın şartlarını merak bile etmesinler! Kurnazca plan için dostları şeytanı çılgınca alkışlamışlar ve ülkelere dağılırken Müslümanları daha fazla meşgul edeceklerine, telaş içinde oraya buraya koşuşturacaklarına, Allah'a, Elçisine ve ailelerine daha az zaman ayırtacaklarına söz vermişler. Sence bu plan başarılı mı?




SALİH AMELİN KABİRDEKİ FAYDALARI

Ebû Hüreyre (r.a) şöyle demiştir:
Mümin kabre konulduğu zaman sâlih amelleri gelir, onu çepeçevre kuşatır. Azap meleği başucundan geldiği zaman okumuş olduğu Kur;an buna mani olur. Ayakuçlarından yaklaşmak istediğinde kıldığı namazlar bunu engeller. Ellerinin tarafından yaklaştığında elleri dile gelerek, Vallahi bu adam benimle sadaka verdi ve benimle dua etti; bu taraftan azap edemezsin diyerek onu geri çevirir. Ağzının tarafından yanaşmak istediğinde de tuttuğu oruç ve çektiği zikirler buna engel olur. Böylece kılmış olduğu namazları ve Allah için çektiği sabırlar azap meleğine karşı direnişte bulunur. Bunun üzerine azap meleği şöyle der:

Allah;a yemin olsun ki, eğer bir boşluk görürsem orayı hemen dolduracağım

Süfyân-ı Sevrî (rah) derki: Nasıl ki kişi hayatta iken ailesini, çoluk çocuğunu korur ve muhafaza ederse, ölümünden sonra sâlih amelleri de onu muhafaza eder. Bu esnada ona, ‘Allah yatağını mübarek kılsın. Dostların ne iyi dost, arkadaşların ne iyi arkadaştır‘ derler.“








DUA

EY ALLAH’IM..! TEVBESİ KABUL EDİLENLERDEN OLMAMIZA İZİN VER..DUA,ALLAH’LA BİRLİKTE OLMAK,O’NUNLA SONSUZLUKLARIN SEYRİNE DURMAKTIR..DUA ALLAH’LA KONUŞMAKTIR..AMA AYNI ZAMANDA O’NU DİNLEMEKTİR DE..DUALARIMIZ ALIP GÖTÜRSÜN BİZİ…KURAK VE AÇ BEKLEYENYÜREKLERİN SEVGİ TOHUMU OLALIM…HADİ AVUÇLARIMIZI DÜNYA KURTULUŞA UZANSIN…ULVİ BİR İNSANIN DUASI EDELİM MÜ’MİNLERE..HER DUAMIZDA GÖZUYAŞLARIMIZ TEMİZLESİN GÜNAHLARIMIZI..VE BİZ,YENİDEN BAŞLAYALIM SEVMEYİ..İMAN ETMEYİ,MÜ’MİN OLMAYI…SİZ SÖYLEYİN..İNSANI DUADAN BAŞKA NE KURTARABİLİR..?ÖYLEYSE,ÜMİTLE AÇALIM ELLERİMİZE..SEVGİYLE SÖYLEŞELİM RABBİMİZLE..İNSAN YOLUNU ŞAŞIRDIĞI ,ŞEYTANA VE NEFSİNE UYACAĞI VAKİT,ALLAH ONUN ETTİĞİ DUALARIN KARŞILIĞI OLARAK,KORUYACAKTIR..HADİ..ALLAH’IN KARŞIŞINDA,SİZİ YARATMIŞ OLDUĞU GİBİ ÇİKİN…ACİZ VE FAKİR..Kİ,O’ (C.C.)SİZİ ZENGİNLEŞTİRSİN..DUA ÖYLE BİR GÜÇTÜR Kİ..EN ÜMİTSİZ KARANLIKLARA BİLEGÜNEŞİ DOĞDURUR..DERTLERİMİZİ,SEVİNÇLERİMİZİ,ALLAH’LA PAYLAŞALIM..SONRA ALLAH BİZİMLE CENNETİNİ PAYLAŞIR..DUA,KULLUK TOPRAĞINDA İMAN SUYUYLA,SEVGİ IŞIĞIYLA BÜYÜYEN HİTAP ÇİÇEĞIDIR..AŞKLA YAPILAN DUALARDA İSTEKLER BİR BAHANEDİR..SEVGİLİYLE KONUŞMAK,O’NUNLA DERTLEŞMEK,HASRET GİDERMEK İÇİN BİR BAHANEDEN İBARETTİR..AŞK DUASINDA ŞEVK VARDIR..ATEŞ VARDIR,COŞKUN SULAR VARDIR..RABBİN TECELLİSİ GÖRÜNÜNCE İSE, HUZUR VARDIR, SÜKÜNET VARDIR..ASLINDA DUADAKİ AŞKIN İLK SAHİBİ ALLAH’TIR..BİZE DUADA ÇAĞIRAN O’DUR..“EY RABBİM..!SEN BUYURDUN Kİ..“CAHİLLİKLE BİR KÖTÜLÜK YAPIP, HEMEN ARDINDAN TEVBE EDENLER..!İŞTE ALLAH ONLARIN TEVBESİNİ KABUL EDER ...”EY ALLAH’IM..!TEVBESİ KABUL EDİLENLERDEN OLMAMIZA İZİN VER..EY ALLAH’IM..!BİZİM KUSURLARIMIZI İÇİN CEZALANDIRMA..BİR FELAKET VERİP BİZİ HELAK ETME..EY RABBİM..!BİZİN GİBİ ŞASIRMIŞLARA YARDIM ETMEYİ KENDİNE FARZ KILDIN..SEN YARDIM VE LÜTFÜNTA EN YÜCESİN..Ey Allah'ım...!Sana layıkıyla kul olmayı öğret banaRasulüne layıkıyla ümmet olmayı öğret banaNefsimin ve şeytanın şerrinden korunmayıFuhşiyattan ve haramlardan uzak kalmayıMiraç-vari namaz kılmayıKalbimle dilimle beraber olan oruç tutmayıHz Eyüp misali sabretmeyiHz Yusuf misali sakınmayıHz Yunus misali pişman olmayıHz Ebubekir misali doğru olmayıHz Ömer misali adaletli olmayıHz Osman misali hayalı olmayıHz Ali misali şecaatli olmayıHz Muhammed (sav) misali güvenilir olmayı,ihlaslı olmayı, samimi olmayı veonun gibi kul olmayı, mü'min olmayı öğret bana...AMİN..AMİN





Şifalı Dualar...

Sıkıntılı veya borçlu , 1000 defa , " Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahil aliyyil zim derse,
Allahü teâlâ isini kolaylastirir.



Bir kimse, sabah-aksam 100 defa, " Sübhânallahi ve bihamdihi "(Yüce Allah'i tesbih ederim ve ona hamd ederim.) derse, o gün ve o gece hiç kimse onun kadar sevap kazanamaz


Hergün 100 defa, salevat getiren , münafikliktan ve cehennem atesinden uzaklasir ve kiyamette sehitlerle beraber olur.


Günde 25 defa " Allahümme bâriklî fil mevt ve fî mâ badelmevt " okuyan sehit olarak ölür.


Sabah-aksam 10 defa, " Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ-serîkeleh lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyî ve yümît ve hüve alâ külli seyin kadîr " okuyan kimse, kötülüklerden korunur


Tebârekeyi okumadan yatma! Kabir azabini def eder. Her gece Tebâreke okuyan, Kadr gecesini ihya etmis gibi sevaba kavusur


Eve girerken Ihlas suresini okuyan, yoksulluk görmez.


AFETLERDEN KORUNMAK IÇIN OKUNACAK DUA OKUNUSU :
" Bismillâhi alâ nefsî ve ehlî ve malî ."

MA'NASI:
"Allah'in ismiyle, kendimi, âilemi ve malimi Allah'a havâle ediyor, O'nun yüce himâyesine birakiyorum






İMANIN ŞARTLARI



NAMAZIN FARZLARI



Dışındakiler :


1. Hadesten taharet

2. Necasetten taharet

3. Setr-i avret

4. İstikbal-i kıble

5. Vakit

6. Niyet



İçindekiler :


İSLAMIN ŞARTLARI



ABDESTİN FARZLARI



GUSLÜN FARZLARI


TEYEMMÜMÜN FARZLARI







VEDA HUTBESİ

(9Zilhicce l0 H./8 Mart 632 M. Cuma)

Peygamberimiz Hz. Muhammet (s.a.s.) Vedâ haccında, 9 Zilhicce Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin ortasında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa şöyle hitabetti.


Bismillahirrahmanirrahim

"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi, ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür. "


Ey Nâs!



Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha berâber olamayacağım.


İnsanlar!



Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl kutsal bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, nâmus ve şerefiniz de öylece mukaddestir; her türlü tecâvüzden masûndur.


Ashâbım!



Yarın rabbınıza kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş olur.


Ashâbım!



Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin . Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır. Câhiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın fâiz alacağıdır.


Ashâbım!



Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarımdan Hâris'in oğlu) Rabîanın kan davasıdır.


Ey Nâs!



Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emâneti olarak aldınız. Onların nâmus ve ismetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, âile nâmusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz râzı olmadığınız kimseleri âile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, örfe göre her türlü (meşru ihtiyaçlarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.


Mü'minler!



Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.


Ey Nâs!



Devâmlı dönmekte olan zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür. Bir yıl, l2 aydır. bunlardan 4'ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardır.


Ashâbım!



Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfûz ve saltanatını kurma gücünü ebedî olarak kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım bu şeyler dışında, küçük gördüğünüz şeylerde ona uyarsanız, bu da onu sevindirir. ona cesâret verir. Dininizi korumak için bunlardan da uzak kalınız.


Mü'minler!



Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbınız birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem'densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takvâ iledir. Müslüman müslümanın kardeşidir. Böylece bütün müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe, başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. Bu nasihatlarımı burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler.


Ey Nâs!



Cenâb-ı Hak Kur'an da her hak sahibine hakkını vermiştir. Mirâsçı için ayrıca vasiyyet etmeye gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona âittir. Zina eden için ise mahrûmiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiâsına kalkışan soysuz, yahut efendisinden başkasına intisâba yeltenen nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın. Cenâb-ı Hak böylesi insanların ne tevbelerini ne de adâlet ve şâhitliklerini kabûl eder.


Ashabım!



Alllah'tan korkun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, malınızın zekatını verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbınızın Cennetine girersiniz.


Ey Nâs!



Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashâbı kiram:


- Allah'ın dinini teblîg ettin, vazîfeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette bulundun, diye şehadet ederiz, dediler.



Rasûlüllah (s.a.s.) mübarek şehâdet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemâat üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa:


Şâhid ol Yâ Rab!



Şâhid ol Yâ Rab!



Şâhid ol Yâ Rab!




buyurdu.






















Hiç yorum yok: